ULUDAK - Uludağ
Dağcılık Kulübü.
BAKACAK KUZEY YÜZÜ "KUŞ
YUVASI ROTASI" İLK TIRMANIŞI.
1,2 Mayıs 2015.
Faaliyet raporu.
1 Mayıs 2015, Cuma sabah 07.45 de
Kaplıkaya'da aracımızı park edip yürüyüşe başladık. Bursa semaları alçalmış bir
bulutla kaplı. Kaplıkaya deresi içinden Cevizli bahçeye çıktık. ilkbaharın
coşkusu gözümüzde, gönlümüzde. Yeni filizlenmiş ağaçların açık yeşil yaprakları
arasından kuş seslerinin yankılandığı, ilk bahar çiçeklerinin süslediği
patikayı, kamp yükümüzle, adımlıyoruz. Yükseldikçe sis kuşağının içinden
çıkmaya başladık. Dağa doğru, sisler içinden gökyüzünde mavi bir pencere,
havanın yukarıda açık olacağının işaretini veriyor.
İki saatlik bir yükselme sonucunda
Buzluca kulvarının hemen altından sağdaki yüzeye geçtik. Bakacak Kuzey duvarı
orman örtüsü ile başlıyor. Yükseldikçe azalan orman örtüsü, dar kulvarlar ile
geniş kulvarlara bağlanıyor. Labirent gibi birbirine bağlanan kulvarlarda zor
ve kolay olanlar var. Eriyen karlar nedeniyle ıslak olan, dik kaya kulvarları
bazen şansımıza, bazen seçeneğimiz olduğunda atladık. Kısa bağlantılar bizi
daha geniş bir ana kulvara çıkardı. Hemen üstümüzde sol tarafta düz kaya
yüzeylerden oluşan, üzerinden su sızan kuru şelale görünümlü dar bir kulvar
var. Ana kulvarın sağında bu kulvarı pas geçebileceğimiz ikinci bir kaçış
noktası var. Üçüncü seçenek içinde bulunduğumuz ana kulvarı sağa tarafa geçerek
terk etmek. Yukarıya devam eden kulvarın insanı cezbeden bir yapısı var.
Devamını merak ediyorsunuz. Adeta buradan gel dercesine çağırıyor insanı.
Tırmanışımızda sadece kolayı tercih ederek değil zor bölümleri de tercih ederek
faaliyetimizi anlamlı kılmaya çalışıyoruz. Karşımıza çıkan zor pasajların da
cazibesine kapılıp "Buradan gideli mi" diyerek birbirimize sorduğumuz
anlar oluyor. Kendimizi de çok fazla riske atmadan emniyetle hareket ederek.
Sevda ile ip birliğinde, aramızdaki mesafeyi bazen kısaltarak, bazen de 20 m. ara
ile hareket halindeyiz.
Faaliyetimize başlayalı 5,5 saat
oldu. Kamp yükü ile tırmanmayı sürdürüyoruz. Sevda aşağıdan sesleniyor.
- Uygun bir yerde duralım mı?
- Tamam duralım, biraz yukarı
da uygun bir yer var gibi.
Sevda mola için kısa bir duraklamada
yanıma geldi.
- İsmet ağbi, böyle giderse
biz tırmanışı bitireceğiz.
Çıktığımız yüzeyde konumumuzu
bilmiyoruz. Yıllardır sadece uzaktan izlediğim bu yüzeyin içine girdiğimizde
uzaktan göründüğü gibi olmadığını görüyorum. Küçük bir kaya gibi görünen kütlenin
yanına vardığımızda, devasa bir kule karşımıza çıkıyor. Uzaktan algılayamıyor
insan. Yüzeyin doğal yapısı gereği içinde farklı oluşumlar meydana gelmiş.
Bunun nedeni, aşırı eğim, yılın önemli bölümünde karla kaplı oluşu ve akan
suların dereler şelaleler oluşturması. Doğa şartları burada vahşi bir arazi
meydana getirmiş. Bitki örtüsü yanında, yükseldikçe artan devasa kaya
duvarları, kuleleri içinde barındırıyor olması.Bu faaliyeti bir günde bitirmek
istemiyoruz. Niyetimiz kamp kurabileceğimiz uygun bir yer bulup buradan
Bursa'yı izlemek. Üstümüzdeki kayanın tepesi uygun sanki diyerek çıktığımız hiç
bir yer hayal ettiğimiz bir düzlüğe çıkmadı. Sonunda nispeten az eğimli bir
kaya sırtın üstüne çıktık. Burada kalabileceğimiz yer aramaya başladık. Sırtın
sağ tarafı uçurum, altımız 2 metrelik bir düşüşle kaya sırt uçurumla devam
ediyor. İki bodur çam ağacı, burada balkon gibi özel bir alan meydana getirmiş.
Zorlu meteorolojik doğa koşullarında bitkiler yukarı doğru büyümezler. Boyları
kısalır ve yanlara doğru gelişimini sürdürürler. Bu ağaçlarda,kolları kayaya
kaynamış, kaya ile bütünleşmiş. Yarım ay şeklinde içi toprak ve yaprak dolu,
kuş yuvasını andıran bir yer. Kuzeye bakan kaya üzerinde çok fazla olan
yosunlardan kucak kucak toplayarak zemine döşeyerek, matlarımızı serdik. Her
şeyi düşmemesi için bağlayarak emniyete aldık. Bulunduğumuz yükseklikte ağaçlar
henüz filizlerini patlatmamış. Altımızda Bursa sisler altında, üstümüzde
yükseklerdeki fırtınanın etkisi ile yayılan Sirus bulutlarının lekelediği mavi
bir gökyüzü. Hava soğuk değil kısa kollu tişörtle durabiliyoruz.
Gidip gelen güneş ışınlarına rağmen
hava yeterince sıcak. Hafif bir esinti, etrafta coşku ile ötüşen kuşlar, arada
yırtıcı bir kuşun çığlığı yankılanıyor. İnsanoğlunun ulaşamadığı çok ender bir
yer burası. Sağlıklı bir beden, alın teri, hak ederek ulaşılabilecek bir
yerdeyiz. İlerleyen setlerde Bursa üzerindeki sis kalktı. Akşam güneşi
etrafımızdaki kaya duvarlara, ışık ve gölge ile keskin hatlar çiziyor.
Çıktığımız kulvarın sağında, mabedi andıran görkemli bir kaya kütlesini
izliyoruz. Basamak gibi kesilmiş köşeli taşları ile insan eliyle işlenmiş hissi
veriyor. Sevda, bu mabedin Bursa'ya bakan kısmını insan yüzüne benzetiyor.
Güneş battı, hava kararmaya yakın.
Vadi içinden gelen ulumaları duyunca Sevda, "Bu sesler de ne?" Diye
soruyor.
- Tilki, Çakal inlerinden çıktılar.
Ama merak etme insana yaklaşmazlar"
Gece sakin geçti. Hava biraz serin,
hafif bir rüzgar esiyor. Sabah kahvaltımızı yaptık. Bursa manzaralı keyif
çaylarımızı içtik. Hazırlanıp kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyor.
Hareket etmeden önce Sevda telefonunu bulamıyor. Bütün aramalarımıza rağmen
telefonu bulamadık.
Üstümüzde ne ile karşılaşacağımızı
bilmeden çıkışa başladık. Dün gelirken, karşıdan yaptığımız incelemede teknik
olarak son bölümü diye nitelendirdiğimiz kaya kütlesine doğru ip birliğinde
yükseliyoruz. Çok dik pasajlardan çıkarken çift kazma gagası ile yüzeyde
tutunarak yükseliyorum. Emniyet alarak Sevda'yı yukarı alıyorum. Büyük kayanın
altına geldiğimizde karşımıza birkaç seçenek çıkıyor. Soldaki dar kar kulvarına
geçiş var. Kazma ve kramponumuz var ancak karın yapısını bilmiyoruz.
Hava sıcak, kar sert mi?
Tutunabilir miyiz?.
Tam üstümüzde, ıslak
kaya, ıslak toprak, çimen olan dar, dik bir kulvar var. Devamı görünmüyor,
geçit verip vermeyeceğini bilmiyoruz. Üçüncü seçeneğimiz kaya kütlesine
tırmanmak olabilir. Sevda'nın fikrini soruyorum.
- Sen dersin?.
- İsmet ağbi sen karar ver, ben her
türlü sorumluluğu kabul ederek senin kararına uyarım.
İnsanın bu kadar uyumlu
tırmanış arkadaşı olduktan sonra daha ne ister.
- Kaya kütlesine (Kule
benzeri) doğru yükselelim, belki oradan sağa tarafa geçiş olabilir.
Kazma gagasının ikisi ile de toprağa
saplayarak ya da kayaların yarıklarına gagayı takarak çıkıyorum. Arkadaşımı
yanıma alıyorum süreç böyle işliyor. Balkon gibi bir yerde buluştuk. Sağ tarafa
geçiş var mı diye bakıyoruz. İple çok aşağıya inmek gerekiyor, sonrası yine
meçhul. Bu seçeneğe sıcak bakmıyorum. Yapabileceğimiz tek şey kalıyor, yukarı
tırmanmak. Burasını çıkınca kütlenin üstüne çıkılacak gibi görünüyor. Arkasında
ne var onu da çıkınca göreceğiz. Bir takoz, daha yukarıda yaylı takoz
kullanarak iki ara emniyet ile kayanın sırtına çıktım, Sevda'da yukarı geldi.
Tekrar bir takozla ara emniyet atarak kütlenin üstüne yakın bir yere geldiğimde
toprak küçük bir alanı görünce tırmanışın bittiğini görmüş olmanın heyecanını
bir nara ile arkadaşımla paylaştım. Bundan sonrasında yine ip birliğinde
kulenin tepesine çıktık. Burada sıvı alımı, atıştırma ile enerji takviyesi yapıyoruz.
Bulunduğumuz yer tırmanarak çıkılan bir kaya tepesi. Manzara anlatılamaz,
yaşanır cinsten. Yarım saatlik dinlenme sonunda kayanın arkasına iki ayrı ip
inişi yaparak zemine indik. İndiğimiz yerde eğim dik ve kayalık. 35-40 metrelik
yan geçişle yukarı bağlanan kısa bir kulvara ulaşıyoruz. Bu kulvarın başında
ıslak ve düz bir kaya var, çıkışı da oldukça dik. Burasını da emniyetli olarak
çıktık. Üst kısımda çimenlerin üzerinde çiklet kağıdı ve boş kola kutusu
insanların buraya geldiğinin göstergesiydi. Durup fotoğraf çektik. Geldiğimiz
kayanın etkileyici görüntüsünü izleyerek parkurun güzelliğini konuştuk. Duvarın
son bölümünde 3-4 derece kaya tırmanışı ve ip inişi gerektiren pasajların oluşu
rotayı daha da güzelleştirdi.
Kayaların arasından ormanlık alana
giriliyor. Buradan itibaren 200 m. irtifa alarak Bakacak, yaklaşık 1 saatte,
Ayıpınarı dediğimiz kamp alanına ulaşılıyor. Çıktığımız yerden 150 m. yürüyerek
ulaşılan bir kamp alanına geldik. Buradan sonra 15 dakika yürüyerek ikinci bir
kamp alanına geldiğimizde saat 14.30 oldu. Suyum bitmişti, mermer yalağı olan
bir çeşme görmek bizim için sürpriz oldu. Aşağıda olduğu gibi burada da
çaydanlık, tencere, tava, tel ızgara bırakılmıştı. Biten suyumu buradan tekrar
doldurdum. İyi bir yer olması nedeniyle uzunca bir yemek ve dinlenme molası
verdik. Kamp yapmak için güzel bir yer, su da var. Ama biz gitmek zorundayız.
Tekrar geliriz diyerek Bakacak istikametine çıkan bir patikayı takip ederek
saat 16.15 gösterirken yola çıktık.Ayıpınarı'na 15 dakika mesafe kala, üçüncü
bir kamp yeri gördük. Birilerinin bu bölgeyi fazlaca tercih ettiğini görmek
beni şaşırttı. Birbirine yakın, tahmin etmediğim üç ayrı kamp alanı geçtik.
Orman içinde 1650 m. kar var.
Sertleşmiş olan karda yürümek zor değil. Ayıpınarı kamp alanında çöpleri görmek
rahatsız ediciydi. Buraya piknikçi gelmez, bunu yapanlar dağcı geçinen guruplar
olabilir mi? Kimsenin günahını almak istemiyor insan. Lanet olsun size,
dedirten bir öfke patlaması yaşıyorum.
Ayıpınarı'nda durup su içip su
doldurduk ve krampon taktık. Buzluca kulvarından yan kulvara aştığımız sırada
saat 17.00 olmuştu. Yan kulvara geçip koşar adımlarla aşağıya sallandık.
Buzluca kulvarının girişine kadar vadiden indik. Buradan geldiğimiz patikaya
girerek dönüşe geçtik. Kaplıkaya içindeki ağaç köprüden geçerken hava kararmak
üzereydi. Tam vaktinde dağı terk edip şehirli olmuştuk.
Bu faaliyetimizde , performansı,
ekip uyumu, soğukkanlılığı ile güzel bir tırmanış gerçekleştirmemizde katkıları
nedeniyle sevgili kardeşim Sevda Oruç'a teşekkür ederim.
Yazan. İsmet Şentürk.
Rota adı. KUŞ YUVASI.
Ekip.
İsmet Şentürk, Sevda Oruç.
Teknik malzeme. 20 m. 7 mm. ip. Çift
teknik kazma. Sikke 1. Yaylı takoz . Takoz . Perlon. 1 m. Ekspres karabina 3.